yalnızlık vs yanlış kişi

Bu başlığa ait toplam 6 giri var. Hepsini görmek için tıkla.
Kapitalizmin masa işlevi gören özel günleri sayesinde insanlar yalnızlığı değil, gösterişi kutluyor. Birlik ve aidiyet yerine tüketime yönlendirilen bir dünyada, her fırsat cepleri doldurmanın bahanesi oluyor. Yalnızlıktan söz eden bir kapitalist, bayramlardan sevgililer gününe kadar her anı metalaştırmışken ne kadar samimi olabilir?

Yalnızlık görecelidir. “Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır” gibi klişelerle desteklenen düşünceler de öyle. Doğru kişi hayatındaysa, yalnız değilsindir ve birlikte yürüdüğün yolda daha hızlı, daha dengeli ilerlersin. O kişi, orijinal bir otomobile özel üretilmiş aerodinamik bir parça gibi, seni yolda tutar, hızlandırır, savrulmanı engeller.

Ama mesele şudur: Sen, doğru insanı hak edecek biri gibi yaşadın mı? Çünkü öyle insanlar, genellikle kendi gibi insanlarla karşılaşır. Aranmazlar, gösteriş yapmazlar. Sevdiklerine odaklanır, onları yüceltir, görünmeyen ama güçlü bir bağ kurarlar. Dikkat dağıtanlara, kıskançlara, dedikoduculara karşı temkinlidirler.

Bazı başarılı insanlar vardır ki yalnızlığı bilinçli seçmiştir. Evet, yanlarında kimse yoktur çünkü geçmişteki kalp kırıklıkları, onları hedefe kilitlemiştir. Ama o yalnızlık, bir tür duvardır: koruyucu ama izole edici. Onların başarıları göze çarpar ama içsel dinginlikten uzaktır. Oysa birlikte büyüyen, başarısını paylaşan çiftler, görünmeseler de bir adım öndedir. Çünkü mesele sadece başarılı olmak değil, o başarıyı sürdürülebilir ve anlamlı kılmaktır.