kokteyl deneyim ve önerileri

kendi kokteyllerinizi yapacaksanız asla hazır mikslere para vermeyin. “kokteyl paketi” diye satılan toz karışımlar, barmenin el emeğini, ruhunu yansıtmaz; şekerli, yapay ve tatsızdır. o bütçeyle kaliteli baz içkinizi alın —mesela iyi bir beyaz rom, tekila veya beyaz viski—üstüne taze sıkılmış meyve suyu ve birkaç basit şurup ekleyin.
buz meselesi hayati. bardaktaki eriyen küçük buzlar, kokteylinizi hızla sulandırır, tadı bozar. mümkünse iri küpler ya da özel kalıplarla yapılmış top buz kullanın—daha yavaş erir, içkinin dengesi bozulmaz. eğer evde buz buzuk makineniz varsa, temiz suyla donmuş şeffaf buz daha az cloud yapar ve göze de hoş görünür.
doğru bardak seçimi profesyonel bir dokunuş katar. martini diyorsan ince uzun ayaklı coupe bardak, highball istersen uzun ince tumbler, old fashioned için geniş, kalın tabanlı rocks bardak kullanın. üstüne taze nane dalı, limon kabuğu veya birkaç tane kaliteli kokteyl kirazı iliştir; sunum, lezzetten geri kalmamalı.
ek olarak nasıl bir tadı olmalı iyi düşünün: tatlı-ekşi-acı üçgeninde gezeceksiniz. asla hazır şurup kullanmayın, şeker kamışı bazlı simple syrup yap kendin; 1’e 1 oranında şeker ve suyu kaynat, soğut. taze limon veya lime suyu, birkaç damla angostura bitters ekle. acı-tatlı dengesini kendi damak zevkine göre ayarlayın, ölçülü çalış—biraz fazla ekşi, biraz fazla acı, bazen bu cesurca dokunuşlar en iyi kokteyli doğurur.

çalkalarken veya karıştırırken acele etme. meyve suyu, şurup ve alkolleri shake’leyeceksen—kalın köpüklü bir yüzey için—5–7 saniye kuvvetlice çalkala; stir’leyeceksen buzlu bir karıştırma bardağında 20–30 saniye yavaş yavaş çevir, berrak ve pürüzsüz bir dokunuş yakala. teknik, içkine karakter katar.
tüm bunları yaparken bir yere not alın, deneyimlerinizi kaydetin. her seferinde kullandığınız oranları, içindeki malzemeleri, buz tipini ve sonuçtaki tadı not alın. zamanla kendi favori tarif defteriniz olacak ve yeni kombinasyonlar denerken başvurabileceğiniz bir referans ortaya çıkacak. afiyetle yudumla, ruhu ve tadı hissederek iç
kokteyl sanatı, şişedeki alkolün ötesinde, senin elindeki malzemeyle yarattığın küçük şölenin adıdır.
heart
2 kişi
Alkol tadı kesinlikle ve kesinlikle alınmalı, meyvesuyu gibi kokteyl
içilmemelidir.
Kadıköy york’ta golden ratio bilardo eşliğinde
ben bitane sex on the beach alabilir miyim?
Kokteyl dediğin lıkır lıkır gidecek, o alkol tadı baskın olmayacak. daha çok içindeki taze meyve, nane, zencefil gibi aromalar önemli. favorim o tatlı ekşili nefis tadıyla cosmopolitan. havaya mekana göre nane ve limon ferahlığıyla mojito gibi fresh şeyler veya french martini gibi tatlı aromalar olabilir. şöyle bir tehlikesi vardır ki, bir anda bardağın dibini görürsün ve kaçıncısını içtiğini hatırlamaya çalışırsın.
Benim için kokteylde ilk kural ferahlık ve denge. ne çok tatlı ne çok ekşi olacak. iyi yapılmış bir daiquiri ya da buz gibi bol limonlu bir gin tonic… özellikle sıcak havada içimi o kadar temiz, o kadar ferahlatıcı ki. sanki tüm yorgunluğunu alıp götürüyor. bittiğinde ikincisini isteme potansiyeli çok yüksek oluyor böylelerinin.
yani şimdi maragarita mı dersin, mojito mu… yazın o plaj kenarında, sıcakta buz gibi mojitonun ferahlığı gibisi yok. ama akşam şık bir mekanda başlangıç olarak negroni’nin asaleti de bambaşka. duruma göre değişir yani bu ‘sevilen’ tanımı.